28 Temmuz 2010
YALANCI olabilirim
Son zamanlarda canım sürekli yalan söylemek istiyor. Herkesi kandırmak ne kadar da kolay. Bugünlerde bana güvenmeyin bence?!'^+%&+
24 Temmuz 2010
Ev tatili vs. Her şey dahil manyaklığı
Bi süredir çalışmaktayım. otel otel gezmekteyim.
Tatil anlayışım 5 yıldızlı über büyük tatil köylerini içermediği için ben fazlasıyla sıkılıyorum bu işten. Havuz, deniz, sınırsız ye iç çöp ot bok modundaki tatilleri sevmiyorum.
Bana bi hamak vereceksin, temiz hava, huzur, sükunet yaşlı tatili benim sevdiğim. Yanında sevdiceğin de varsa ne ala..
Otellerdeki insan profili genelde aynı bastım parayı aha buraya sıçıyorum şimdi şeklinde. Irk ayrımı yapmak da caiz bana artık. Öyle böyle değil faşik falan oldum. Fransa, Rusya, İsrail, Irak, Arabistan, Almanya , İngiltere......... farklı coğrafya farklı kişilikler ve kültürler yok anam kaldıramam ben öyle burnu havada cevap vermekten uzak ökkeşleri.
Otelde çalışıyosun her şeyden yararlanıyosun yiyip içiyosun ama bacağını alcak vaktin yok ha lost adasındasın ha tatil köyü hiçbi şey farketmiyo yani. Sabah bi gidiyosun gece 2de eve dönüyosun.
Velhasıl kelam sevgili bilogırlar. Tatil dedikleri şey bence tatil değil yani. O ne ya içinde 15 milyon mikroplu havuzda yüzmeceler deli gibi 8kilo yemek yemeceler 42 çeşit meyveyi tatma isteği. Bunun adı her şey dahil manyaklığı ve bence bu psikolojik ve incelenmesi gereken bir süreç.
1 gün tatil yarın yine işe gidicem. Tatilde de kıl yol, oje sür ne biçim tatil lan bu! Tatilde evde durmak?? Oh beee!!
foto:deviantart
09 Temmuz 2010
"Akşama Deprem Var!!" derler bizim oralarda: bir yarışma programının anatomisi
4düğün 1balayı adlı poroğram üzerine:
Geçen gün de kadın diyo ki işte güzel bi anı olacak bu yarışmaya katılmak. Ulan ne anısı benim düğünüm böyle saniye saniye 3 kendini bilmez burnu gereksiz havada kadın tarafından denetlenecek puanlanacak falan onun stresinden düğün yapamam herhalde. Saçma sapan bi de çok sıkıldım edi bidi yemekler tatsız tuzsuz bla bla gelinlik saçma eci bici gibi yorumlar yapıyorlar. Nası bi yarışma bu ya sora moralin bozulacak ay gelinliğim kötü müydü acep falan diye..
Evleniyosun ve cidden özel bir şey bence. Kendi ellerinle el alemin ağzına laf vermek söz ettirmek niye?? Dans şarkısına kadar karışıyolar valla. Biriktir git yap balayını yahu! Çok sinirliyim bilemezsin ah ahhh!!
Bir de sinir oluyorum yarışmacılardan ikisi benden iki yaş büyükmüş.. Yaşın ne başın ne çıkmışsın orda laf ediyosun sanki kırk yaşında gibi cık cık cık...İzledim ve strese girdim. Ben neden bunu izliyorum ki allam kurtar beni!
Fekat reklamlarda gördüm Ayşe adlı şahsın gelin arabasından istemekteyim çok fena.
Düşünmek istemiyorum stresten çıkamıyorum!!
Etiketler:
4 düğün 1 balayı,
bak sinirlendim yine,
offfff,
stres
05 Temmuz 2010
Alışveriş kurallarım: gez göz arpacık
Annemle alış verişe çıkmak benim için bir işkence.
Annemi kırmak istemiyorum hadi çıkıp bana bidi bidi bakalım dediğinde de tamam bebeyim gidelim diyorum. Sonuç olarak annem aşırı kararsız bir kişilik olduğu için ve de hali hazırda dünya üzerindeki tüm modelleri görmeden karar veremediği için annemle genelde alış veriş değil sadece piyasa araştırması yapıyoruz ki bu araştırma genelde normalden bayaaa bi uzun sürüyor. Şöyle ki annem karar vermiş mesela yaz için krem rengi, klasik, şık olsun ama modern dursun bir ayakkabı istiyor..
Annem neye bakıyor? Kırmızı spor ayakkabı.
Annem neye bakıyor? 80 yaş teyze ayakkabısı.
Annem neye bakıyor? Parmak arası terlik.
Annem neye bakıyor? Gladyatör sandalet.
İş bu gezinti esnasında kanımda mıdır içimde midir nedir kadınlıktan uzak bir şahsiyet olduğum için ki benim bir mağazada beğendiğim ya da bana hitap eden bi şey yoksa maksimum harcayacağım süre: 2 dakikayı geçmez -bunla orantıladım- sıkıntıdan patlama anne yeter artık ne istediğine karar ver, sen daha ne alacağını bilmiyosun bence gibi konuşmalarla sürüp gitmektedir.
2 seferdir çıkıyoruz bakmadığımız ayakkabıcı kalmadı annem bugün ne dedi biliyo musun sevgili okur yazar? Aman ya benim ayakkabı alasım gitti, almıyım bence ben ayakkabı!'^+%&/&%+!^
Ben çıldırdım tabi. Bütün mağazalardaki ayakkabı modellerinden en beğendiklerimi e şu iyiydi ya diye son nefesini vermekte olan biri gibi yalvarırcasına saydım ama annem kesin bir tavırla:
Hiçbiri içime sinmedi. dedi.
Bense o esnada yürümekten şişmiş ayaklarıma bakarak bir kaç damla gözyaşı döktüm.
Alışveriş konusunda ciddi anlamda problemli biriyim zira hiçbir şey-- HİÇBİR ŞEY beğenmiyorum. Giydiğim kıyafetlerin beni yansıtmadığı düşüncesindeyim genel anlamda. Alış veriş yaparken de işte bu falan dediğim kırk yılda bir çıkar ve genelde çeşit olsun diye kıyafet ve ayakkabı alırım. Bir mağazanın vitrininden içeride beğenip beğenmeyeceğim bir şey var mı anlarım. Mağaza içinde çok hızlı turlarım. Almayı düşünmediğim bir şeyi nasıl duruyor diye denemem. Biri denerken de beklemekten çok sıkılırım. AVM lere zorunlu olmadıkça gitmem, hemen sıkılır ve de yorulurum. Alacaksam da çok dolaşmayı sevmem aynı modelleri her yerde görmek beni alacağım şeyden soğutur. Örneğin kırmızı ayakkabı alacaksam ve sürekli görürsem kırmızıdan vazgeçerim. İstediğim modeli ararken ve bulamazken o modelden sıkılırım. Sürekli kafamda canlandırmak bile sıkar.
Gördüğünüz gibi problemli bir kişilik olduğum yeterince açık. Bu saydıklarım iyi mi kötü mü bilmiyorum ama tek başına alışveriş yamak benim için daha uygun çünkü yanımda biri varsa ve mağazalarda oyalanan bir tipse ciddi anlamda sinir oluyorum. Özellikle sürekli bir şeyler deneyen ya da aşırı kararsız kişilikler sinirlerimi bozuyor. Zaman zaman benim de çok kararsız kaldığım oluyor ve anında fikrine güvendiğim birine mms atıyorum o da şahane bi olay bence.
İşte böyle sevgili okurlarım. Yorgunum harap ve de bitap haldeyim. Annem de ayakkabı almıyo ne bahtsızım yareppim!
foto:deviantart
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)