27 Aralık 2010

Bütün yazıyı 3 dakikada yazdım



İnsanın vicdanı nedir bilir misin ey okur? Söyleyem de öğren. Çalışmadığı, okumadığı halde elinde tuttuğu kitabıdır. Mesela ki sen şehir dışına gideceksin dönüşte de sınavın var çalışman lazım. Sen o kitabı yanına almazsan ah ben nettim vah ben ne halt yedim diye dolanırsın. Yanında götürsen için rahattır kitap yanındadır sonuçta. İşte buna biz öğrenci vicdanı yani saçmalık diyoruz. Bu durumda benim demem o kiiiiii  o kitabı boşa yük yapma bebeğim. Boş ver yeaaa ölümlü dünya gelince çalışırsın. Biliyorum ben yük olacak o sadece.
Nasıl bir genişlikse artık mezuniyetine aylar kalmış bir şahıs olaraktan genişledikçe genişlemekte yaydıkça yaymakta çalışmadıkça çalışmamaktayım. Oh valla hayat bana güzel üç yüz beş yüzlük bi durumumda yok hani. Evde oturuyorum la. Kuşburnu çayı içiyorum. Görsen seksenlik nine hayatıyım yani.

Bi de staja gidip örtmen gözlemliyorum ya meslekten soğudum argadaş. 9. sınıfta bi öğrenci "bence yol yakınken vaz geçin" demesin mi! Ay abam sen iyi bildin de artık çok geç valla yolun sonuna geldik. Artık nağğğğsip kısmeğğğt..

Mezuniyet demişken gençlik ateşşi filmi sanki bizim bölümdekilerin içinde yanıyo bi mezuniyet balosu lafı dönüp duruyo. Lan oğlum zaten 150 kişilik bölümde 130 kızsınız bana kalsa hamamda çalgılı malgılı harem eğlencesi yaparım da yok bunnar illa seksi meksi elbiselerini hepi topu asimile olmuş 20 erkeğe gösterecekler emeeeeeeeen napim yeaaa.

Bence ben de gider eğlenirim şahsen tek başıma süper eğlenme yeteneeem vardır ki hiiiiç sıkılmam bunlar da mum gibi kalem etek büstiyer modunda seksi bi gece yaşarlar. Bak ben sanki şort tişört gidicem gibin bi hava verdim de ben eeeyle rahatsız ve de şık olma taraftarı değilim ondan dalga geçtim. Allam ne kadar da kötüyüm daha kıyafetlerini görmeden bok atıyorum. Bu arada Polonya' ya Erasmus' la giden arkadaşıma kargoyla Türk boku yollayacağıma söz verdim. Orda kebap yoktur şindi napçen bokları bile denişik kokar la muhabbeti yaptık da. Ne kadar da iğrençleşiyorem  Tanrım!

Bİ de topuklu ayakkabı hiç de büyütülecek bi şey değil ben gayet leylekleşmeden yürüyorum. Bak şindi bacakları kırmadan taaam mı bebeğim . Aferin. Öğreneceksin leydi.

Her neyse bakın bi ne dicem;

Aşk seks bunlar güzel şeyler. Kınamayın oğğğlum.

11 Aralık 2010

Az önce başlık koymayı unuttuğumu fark ettim













Birbirimizin yüzüne bakmaktan ne kadar da çekiniyoruz aslında. Otobüste yanına oturduğumuz yüzü asla hatırlamayız eğer bizi etkilemediyse ya da karşılıklı koltukta oturduğunda sana bakan biri seni rahatsız eder hani...
Kadın baksa başka bir kadına amma süzdü heeeaa dersin, adam baksa amma kesti pislik dersin. Ben bazen kendimi öyle bir kaptırıyorum ki birisine bakarken, unutup gidiyorum aman şöyle mi düşünür demeyi. Yüzünü inceliyorum neye benzediğini düşünüyorum, hangi şarkıyı sever, nasıl bir ortamda yaşıyor, hayatı bu koca çevreden bağımsız ve nasıl acaba, ne düşünür, sevgilisi var mı? ailesiyle arası nasıl gibi saçma sapan psikopatikliğe varan düşünceler geçiyor aklımdan.


İşbu düşünceler esnasında kurumunuz ...:) İşte bu düşünceler esnasında şunu fark ediyorum:


Bazı Türklerin yüzünde toprağa bağlı yapıdan mı kalmıştır, kalıtsal mıdır, gen midir bilemem ama bence toprağın etkisi var.
Genç kadınların yüzünde bile bunu görebiliyorum, hani köyde artık yaşlı nüfusun kaldığını düşünürsek diye gençliği vurguladım... Yaşlı kadın fotoğrafları çekerler ya fotoğrafçılar yüzü çizgi çizgidir, belki teyzemin dişi yoktur falan; kimini etkiler bu fotoğraflar, ağlatır. İşte o teyzem gibi diyorum kimi gençlerde de var bu.

Sonra kadınların erkeklere nazaran daha güzel olduğunu düşünüyorum. Türk kadınlarının makyaj yapma hastalığına tutulduğu fikrine kapılıyorum. 

Baş örtüsü fikrinin temelinin kadınların erkeklere göre alımlı olmasında yatmasını düşünüyorum. Toplu taşıma araçları benim en verimli saçmalama merkezlerim bu konuda. 

Bakıyorum sonra farkında olmadan yüzüne daldığım şahıs benden rahatsız doğal olarak. Bu düre ne kadardır ki 3-6 saniye bakılan açısından rahatsız edici... Olabilir tabii. Adam yüzüme bakınca şöyle diyecek halim yok ya:
-Ay kardeş ben de senin ni kadar da doprak rengi olduğunu şeyettimdi. Bence sen özünde sinsi bi insansın zira gözlerinden okunuyo. Bu fesatlığa ne gerek var ay abam? -gibi kendini bilmez ve hepsi öznel ve içimde kalan yorumlar...

Otobüse yetişemezsin de el kaldırırsın ya gören olur belki seni arka koltuklarda oturan hepsi susar ama hiç şöfer bey binecek var demez. Hepsi sesini çıkarmaktan korkar, toplumda var olmaktan korkar. Cool' dur da bozamaz o halini. Ben onlardan değilim. 

Eğer arkasından koştuğunuz bir otobüsü durduran kıvırcık mıvırcık esmer mesmer zayıf mayıf bi kız görürseniz o ben olabilirim. Sesimin çatalından korkmam. Kapıyı açmayı unutan şöföre arka kapıyı açar mısınız demekten çekinip bir durak sonra inenlerden değilim ve sesimi düşüneceğime işimi düşünürüm. 

Artık karda kışta da ölürsün zaten soğukta durak durak gezerken sesim çıkmadı diye saf kafası.

NÖT: Bu aralar o kadar üşengecim ki otobüsten inesim gelmiyo ama bu ayrı bi konu litfen karmaşa yaratmayalım.

Ha ne dicem bak bi:


Bay bay


foto:ankara'da kar var