05 Nisan 2012

Lililililililili



                       



Dillere ve etimolojiye olan sevgimi ve ilgimi az buçuk da olsa anlatmışımdır. Urfa'ya geldiğimden beri iki kelime oradan üç kelime buradan Arapça Kürtçe kapmaya çalışıyorum diyebilirim. Bir de eğer Kürtçe bilmiyorsan öğrencin gayet de arkandan Kürtçe konuşabiliyor. Ne dediğine dair de bir fikrin olmuyor. Gülüyorlar kendi aralarında ve sen ne dediğini anlamıyorsun. Ben de onlara İngilizce konuşuyorum o zaman ama olsun. En azından bi fikir sahibi olmam gerek. Bazı öğrencilerim de soruyor; öğretmenim Kürtçe biliyor musun diye. Biraz diyorum ben de yalandan. Öğrendiğim çat pat bi şeyleri söylüyorum ve sınıfta biri Kürtçe konuşmaya başlayınca hemen biri uyarıyor 'la haciiii öğretmen kürtçe biliyor ha!' İşte böyle böyle öğrenci dedikodusundan kurtulmaya çalışıyorum. 


Burada konuşma tahmin edebileceğinizin de ötesinde. Her lafın sonuna 'ha' koyan bir toplumdayım. Mesela otobüste 'inecek var ha', yemekte 'hacii ayran getirecaktın ha', okulda 'hocam dersin bize ha', pazarda 'üç kilo bir milyon ha' gibi. İlk başta insana bir garip geliyo. N'oluyo tehdit mi var enee gibi. Fakat zamanla alışıyorsun. Zaman zaman ben de öğrencilerimi güldürmek için böyle laflarımın arasına Urfa'dan esintiler koyuyorum. "Ödevini yapacaksın ha!" gibi.

Bunun  yanında hayatım boyunca 'bence' lafını bu kadar kullanan bir memleket görmedim ben. Ama bu kadar yersiz, bu kadar gereksiz:) Örneklerle açıklıyorum ki anlayın: Şimdik sana biri kaç yaşındasın ya da kaç yılında doğdun diye sorsa direkt cevap verirsin di mi. İşte burda şuna bile rastladım; 


ben: kaç yaşındasın Esma? 
Esma: bence 24. 
Ben: Hıı? 
Esma: hee.


Ya da şöyle; 


ben: sizin sınıf öğretmeniniz kim? 
Öğrencim: bence Mahmut Şevket. 
ben: '^+%&


Şöyle de olabilir; 


ben: Nerde oturuyorsunuz? 
Kadın: bence Yenişehir.

Bu kullanıma bir türlü anlam veremedim ama buna da alıştım artık. 

Para değeri burda hala milyonlarla işliyor zaten. Mesela geçen fotokopi parası topluyorum 50 kuruş getirin dedim öğrencilere, öğretmenim elli bin mi diyorlar. 
Sonra 5 kuruşları toplamış gelmişler. Allam yarreppim :) 

Ama şimdi anlatacağım laf bence alçak gönüllülükte son noktadır. Bir şey istersen eğer sana başım gözüm üstüne derler ve bunu gerçekten de içten söylüyorlar. Teşekkür ettiğinde bi şey değil yerine başım gözüm üstüne abla diyen biri gerçekten sana daha samimi geliyor o esnada. Belki ilk etapta ezilme büzülme gibi gelecek ama öyle değil bence içten yapılmış bir şeyin içten cevabı. 

İşte sevgili dostlar kültür ateşeniz sizer için durmadı bir de fotoğraf avına çıktı. Buraya geldiğimden beri her gördüğümde karnıma ağrılar sokarak gülmemi sağlayan 'Li Paris' i sizler için fotoğrafladım. 
Li nedir Allasen yaa... Hedi le'yi lö'yü bile anlarım hadi la da olsun ama li tam Urfa'ya yakışırdı. Lilililililii!!!



Öberim