30 Mayıs 2011

BİR ALIŞVERİŞ FENOMENİ: METRO ALTI

Kadınlar bu yazım özellikle size!
İnternetten alış veriş etmeyi pek sever olduk. Kıyafetlere internetten bakıyor, takılarımıza kadar internet araştırması yapıyoruz. Şimdik ben bu pek sevgili sizin benden iyi bildiğiniz sitelere giriyorum bakıyorum ene bi bakıyorum hatta; bizim metro altı diye tabir ettiğimiz Ankara şehrinin güzide havasız bölgesinde hep aynı şeyler.
Elbiseler, ayakkabılar falan hep aynı yani. Nette bakıyorum fiyatlar daha fazla. Tarzım olsa metro altından giyinirdim. Ha bakıyorum nette 50 tl kargo ekle 60a yakın bi fiyat bizim metro altında 45 tl hem de pazarlıklı. Bana kalırsa metro altı sabit tarzlı bu hanımlarımız için mutteşem. Eğer havasızlıktan bunalmıyorsanız bi gezin derim. Bak mesela şu ayakkabılar;
     
 Her yerde oğlum. Metro bunlarla kaynıyo. Kış boyu görmekten midem kalktı artık. Bence rahat 35-50 arası bulursun bu cins bi şeyi.

BAk şimdi bunlar var mesela    50TL.

  Bu kemerli elbiselerden alacaksanız nete gitmeyin METRO ALTI!!
Asıl babetler wuhuuuuu!!

 Bunun gibiler her yerde hem de 15TL!


 Bunlara hiç girmiyorum 5 e bile alırsın.

Bunları da kusabilecek kadar alabilirsin 10-15...

Gördüm bunlar nette hep 25 e falan satılıyor. Etmeyin gözünüzü sevem denemeden ayakkabı mı alınır hadi aldınız bunlara 25 TL falan vermeyin. Ankara'da bir yerde ne olursa her yere yayılır o bozulmamış, keşfedilmemiş yerler bulmak sıkıntılıdır. Ama göz görüyo bak bunları; bunlar her yerde! METRO ALTI!!

Asıl bak şunlar   bu yaz herkesin ayağında olacak. Netten alma bari. Ne diyorum METRO ALTI!


Ama daha büyük ricam giymeyin la bunları. Hepsi birer fecaat. Bıktı yani gözler bıktı ondan şeyediyorum.. Orijinal bi şeyler varsa bana da haber edin gözünüzü sevem ya ne bunlar yeaaa eeeef!

23 Mayıs 2011

ÜNNÜYÜM

Birine benzetiliyor olmak iyi bir şey mi değil mi bilmiyorum. Ama beni her gören birine benzetiyor. 
Bugüne kadar benzetildiğim kişilerden bir demet sunacağım size ve birbirine hiç benzemeyen bu insanlara neden sürekli benzetildiğimi sorgulamak için kendimi inzivaya çekeceğim...
    
 ARZUM ONAN

Kendisi her dizi film çektiğinde ya da reklamda falan oynadığında halk beni kucaklar saçtı göz yapısıydı benzerliğimizden sürekli bahseder. Son nokta yeğenimin hayat Su reklamında benim oynadığımı sanması...

HALLE BERRY

Özellikle saçlarım kısa iken pek bir benzetildiğim kişi idi.


BEYONCE
Hiç mi alakam olmamasına rağmen saçımı bu renk ettiğimde benzetildiğim kişi. Ağza bak la benim kahve fincanı gibin ağzım cık alakasız. cidden.

Hadi hepsini anladım da bu akça pakça kıza benzediğimi söylemek için beni yolda durdurmak ne alaka?


Bir de benzetme olayı şöyle gerçekleşiyor otobüste:

'aaaaa kızım sen aynı şey var ya Osmanın dizi ordaki zenginle evlenen kız var ona benziyosun ay gözler aynı bak Nermin' yandaki teyze dürtülerek
'ay cidden aynı kız valla'
Ben: 'ehi he hi hö...'

Dizi sektörünü benzetildiğim kişilere göre takip ediyorum. Bi ara bi dizi vardı polisli molisli orda da birine benzetiyolardı da unuttum işte ordan bi gün açtım izledim diziyi merakımdan kime benziyorum diye.

Halk beni her geçen gün yeni birine benzetmekte. Ama artık vakti gelmiştir. Kendim ünlü oluyorum. Zaten etrafımdakiler birer birer ünleniyo. Artık zamanıdır : başkalarını bana benzetecekler nihahahaha!

gören de cidden ünneniyorum sancak şeytani gülmeler falan...

22 Mayıs 2011

TIPA

                                                   
Hayat bir sınavdır.
ehihihi yok lan şaka öyle başlamıcam. 
Hayat bir sıçış biçimi de olabilirdi çünkü. herkesin nasıl kendi tarzı varsa elbet bir sıçış tarzı da olacaktır. Mesela benimki çalışma hayatıma girişte yapmış olduğum deliği tıkayan cinsten bir bok. 
Ne iş arıyorum, ne kpss ye hazırlanıyorum ne yüksek lisansta eminim. 
Al işte bugün yine gittim kpds'ye girdim ha ne olacak? Ne s.kime yarayacak affedersin? Zaten almışım allama bin şükür 94 var elimde. 
Sınava gittim ya her gidişimde hesap yapıyorum bunla beraber bu yıl 160 tl + kpss 55 ten etti mi sana 215 tl. Ösym sana haram zıkkım olsun iki fatih bi dandirik kitapçığa bu kadar para mı olur oğlum? Hayır o değil eve kahat neyim de yollamıyo neye gidiyo bu paralar anlamış değilim. Ben verem sana olips?cık cık..
Bugün sınavda bütün dil öğrencisi özelliğimle süreyi yanlış hesapladım ki bu bana göre hayatımın bir parçası artık...
Şimdi kafamda öyle bi hesap yaptım ki saat 11.30 da salondan çıkabilmem lazım hatta benim hesabıma göre 180 dakika 2,5 saat ve bundan dolayı sınav 11.45 te bitmeli. şöyle ki sınav 9.30 da başladı ve 180 dakika idi. Benim hesap yukardaki. Ben topladım pılımı pırtımı gidiyorum. Gözetmenciğim geldi hiş dur nereye gidiyosun çıkmazsın diyo. benim de göz saatte tam olarak 11.29 hayır hala daha 1 dakikam var  çıkabilirim diyorum. Yok diyo 15 dakika sonra çıkabilirsin. Bende tahammül yok 10 saniyem kaldı diyorum. Adam konuşuyor 11.45 te ayrılabilrsin en erken diye ben hala 6 - 5 - 4 -3 - 2 ama artık çıkamam zaten falan diyorum. Sonra oturup o 15 dakikada 180 dakikanın 3 saat olmasını 135 dakikanın 11.45 e denk gelmesini falan şaşkınlıkla buluyorum ve geriye kalan sürede gıcık bir sınavdaş olarak şeker falan yiyorum. Ayakkabımın içine sıkıştırdığım anahtarı oynuyorum. 15 dakika doluyor ve çıkıyorum. Sınav çıkışında ayakkabısından bozuk para çıkaran anahtarları donuna gizlemiş insanları gözlemliyorum. Hadi ben Türk'üm doğruyum başkası  görse ne der la bize!
Ne biçim millet la bunnar demez mi? 


Evde tek başımayım anahtar bırakacak kimsem yok ve anahtarımı ancak ayakkabıma sokabilirim başka çarem de yok (ağlıyorum burda). Lanetler yağdırıyorum gelişimiş teknolojimize(!) Tel tokaya falan manyetikli kopyalı kamera koymayaydık iyiydi. 

19 Mayıs 2011

'Deli yosma'lı Kızancıklar



Bu şarkıyı özlemişim:)

Yaradanın boş vaktine gelmiş deli yosma
Eli işte gözü oynaşta seni zilli
Elime geçirsem mest etsem ah kız seni
Yoluma çıkarsan affetmem yakarım seni
Anan babanla yatınca
Kızancıklar uyuyunca
Aç kapını al koynuna
Doya doya sevişelim
Ölümüm elinden olsun
Kurban olayım ben sana!

18 Mayıs 2011

-Ay bi gör nasıl sevimli nasıl uslu..-Nasıl?

                                          
Küçükken anneme öyle çok kızardım ki o zamanlarda bir daha asla konuşmamaya söz verirdim kendi kendime. İçimden bi daha hiç konuşmicam görsün işte! der ve odamda kendi halime üzülüp ağlardım -yaş 5 falan:) - düşündüğüm şey 'o olaydan sonra hiç konuşmadı ' desinler gibi bir şeydi. İnat ederdim "konuşmicam kızım, gelsin ağlasın,' kızım çok üzdüm biliyorum affet'" falan desin isterdim içimden. Ha ben şimdi uzun uzun yazdım da benim bu kararımı uygulamam senin bunu okumandan daha kısa bir süre alırdı. Maksimum 5 la, hadi 10 olsun dakika sonra baktım annem gelmiyo odadan çıkar annee bana süt koyar mısın falan derdim. konuşurdum gülerdim falan. İçimde çok birikmişliğim var anlıyo musun dostum...


Bi gün hatırlıyorum o zaman 6 yaşındayım Merzifon'dayız, anneme küstüm hatırlamıyorum neden. yattım yatağın üzerine ağlaya ağlaya uyku vaktimi getirmişim be ya . uyumuş kalmışım orda. Annem beni bi sevdiydi o zaman aman benim kızımm ağlarken uyuya mı kaldı falan diye. Bi de böyle sevgi dolu sözler bi kez daha ağlatır ya insanı. Kendine daha acırsın böyle bi. He işte o modda ağlıyorum yine falan ama o bana nasıl bi pekiştirme geldiyse artık üzülünce uykum geliyo. Milletin kaçar beni basıyor böyle kaçmak değil benimkisi beyle ağlayam ağlayam sızam bilinç altıma süzem bu kadar değil yani özellikle tartışmalarda sıkılıyorm. Aynı sözler kendini tekrar etmeye başlıyor ya amaaaaan deme gitsin artık. Sıkılmanın tepe noktası zirve summit ne dersen artık.Her neyse işte öyle bebeyken enteresan bir çocuktum. 


Sütü aşırı seven bir canlı yoktu ben kadar. Her gece her sabah her öğlen her akşam her öğlene doğru her akşamla gece arası içme kapasitesindeydim.  Bir gün taşındık biz böyle taam mıı, annem süt almamış o gün kadıncağız ben de uyucam. Uyur muyum sütsüz hiç! uyur muyum? bence uyumam. Bence neden bence kullandımsa. İşte uyumadım taam mı ağlıyorum bağırıyorum böyle bi daha süt içmiceeeem sen niye bana süt almadın falan yıktım şehri. Ufacık yer açık market olmaz, annem bir başına sokağa çıkamaz ufacık yer falan. O gün de ben ağlaya ağlaya uyu. Ay nası böyle illet takıntılarım vardı. Şimdi kendimden nefret geliyo. 


Bunun yanı sıra oldukça uslu bir çocuk olduğumu belirtmeme gerek yok sanırım:) Çok usluydum kıııı. Cidden. sesim soluğum çıkmazdı. Kadınlar gününde örnek gösterilen çocuktum ben. Misafirliğe gidince acıktım diye ağlayan, evlerde yakalamaç oynayan çocuklar grubunda değildim. 


Aşırı geniş iç dünyam te o zaman şekil bulmaya başladı. Aşırı yaratıcıydım. Hikayeler anlatır, şarkılar bestelerdim. Şarkılarımda günlük hayattan esinlenirdim. 


Ana bi gün asıl noldu. Ablam beni aldı radyoyu aratıcam dedi gene ufağım böyle 4 falanım. Show radyo' yu arıyoruz. Bizi bağladılar yayına. Adam bana bi şey dedi ben de anlamadım o zaman. Neeee Bok mu diye sordum. Hugo'  da küfreden bebeden önce benim namım vardı buralarda! Alemin kralıyım falandı yani. 


İşte bebelik yıllarım böyle geçti. Sarışın mavi gözlü itici Cengiz'den bahsetmek istemiyorum. Salak bir bebeydi ve sanırım ona aşıktım. Çocukluğumun en geçmişinde hatırladığım detaylardan birisi olması sebebiyle bu sonuca vardım ki 2,5 yaş dönemime ait kendisi. 


Hayatım sıkıcı çocukluk anılarımdan çok ender bahsederek geçti. Ama etrafımda hep ben küçükken diyen bebeler oldu. Alın işte benim de anlatacaklarım varmış. Aslında yazarken aklıma daha geldi de neyse. 


Sıkıcı anılarım var benim. A ne dicem. Bence ben şimdi benim çocukluğum olsam şöyle bir şarkı bestelerdim: 


Sarı sayfa var duvarda 
Üstünde yılanlar gözlükler var
Babam işte değil
Annem evde değil
Çizgi filmler bitti mi
Barış ağbi geldi mi
Bahçede köpek hav dedi.


Evet oldukça yaratıcı olduğumu söylemiştim. Barış ağbi Barış Manço'dur. En sevdiğim <3


öperim. anladın sen:)

04 Mayıs 2011

SON DAKİKADAN NEFRET EDERİM

Son dakikaya bırakılan kararlardan nefret ediyorum. Ne yapacağını bilmemezlik hiçbir şey yapmamaya sürüklüyor insanı.

Gelecekten haberdar olmak, garanticilik falan değil bu. Plan da değil aslına bakarsan. Sadece lütfen kararları son dakika bildirmesin kimse bana. Ya da son dakika karar değişikliklerine maruz kalmayım.


Bak sinirlendim sayıp sövecem. Ulan gendini bilmez madem fikrini değiştirecen neden bana ön hazırlık yaptırıyosun. Mademse söyleme ben de kendimi ona göre hazırlayım. Hırbo.

Hırbo mu?

Evet.