07 Temmuz 2012

Ev- lenmeyin yuva kurun





Belli bir yaşa geldikten sonra 'gelenektendir, evlenilir' fikri bana hep uzak ve samimiyetsiz geldi. 
Biliyorum ki  huzur ve aile yaşantısı daha baskın bu konularda. Evliliklerin birçoğunun aslında yaş gelmesi vs. değil yalnız kalmama fikri ya da ailesiyle yaşayanlar için evden kaçış ışığı gibi görünmesiyle ilintili diye düşünüyorum. Ailesiyle huzursuz günler geçiren ya da tek başına hareket edebilecek yaşta olmasına rağmen ne yaptığı nereye gittiği sorulan bir insan için kendi hayatını yaşamak fikri daha cazip geliyor. Olay evlilikten çok 'kendi hayatım' fikrine dönüşüyor. Az tanıdığı birisiyle bu düşüncelerle evlendikten sonra buhranlı dönemler başlıyor. Eril cins önce evdeki potansiyel varlıkla birliktelik kurma fikrinin cazibesini yaşıyor fakat daha sonra yaşayamadığı kendi hayatına dönüş yapıyor. Dişi varlık ise olaya daha duygusal baktığı için 'zaten mahvolmuş bir hayatım vardı bari çocuk yapalım da hayatımı ona adayayım' gibi histerik düşüncelere bürünüyor. Yıllar içerisinde doyuma ulaşan adamın ve zaman zaman elbette ki kadının durulması ardından işte o monoton aile yaşamına giriş başlıyor. Adamla kadının birbirlerine karşı umarım yitirmedikleri saygı yıllar içerisinde sevgiye dönüşüp ortaklaşa dünyaya getirdikleri yavru üzerine kurulu bir şekilde sürüyor. Ekonomik düzey ve içinde bulundukları sosyal ortam onları nereye götürür bunu sınıfsal faklarla beraber rahatça gözlemlediğimizi düşünüyorum. 


Avrupa'nın 18 yaşta ayrı yaşama fikri zaman zaman katı ve saçma gelse de bazen de inanılmaz cazip geliyor bana.İşte sırf bu ailemden kurtulayım, içinde bulunduğum ortamdan sıyrılayım fikrine bürünmekle başlayan girdapa girenlerin çoğunlukta olduğunu bildiğim için. Eğer ekonomik açıdan bakarsak anne babanın tutup da 'çık git huleeeyn 18sin sen' demesi bizim Türkiyemiz için pek mümkün görünmüyor. İstihdamın az, genç nesilin çokça olduğu coğrafyamız bu fikre ne geleneksel-nüfussal açıdan ne de ekonomik açıdan uygun değil.


Şu saçma ve mutsuz evliliklere başlama konusunda ailelerin büyük etkisi olduğunu vurgulamak istedim. En azından evlatlarınızın kaç yaşında olduğunu bir kez daha düşünün ya da onlarla olan iletişiminize bir kez daha göz atın. Sizden kaçar gibi evlenen bebeleriniz olsun istemezsiniz herhalde. 


Benden size tavsiye; böyle evlenmeyin. Kaçarcasına, sevmeden, kılına tahammül edemeyeceğin bir adamla, yüzüne gülmeyecek bir kadınla, sevişeceğin ve mideni bulandıracak biriyle.



Severim, öberim en nadide.


pic: http://kxodesign.com/house-vs-home/

8 yorum:

Adsız dedi ki...

yaşıtlarım evlendi bir ben kaldım hissinden kurtulmak, sırf evlenmiş olmak için yapılan evliliklerin sonu hüsran oluyor. eğer en azından birbirlerine saygıları varsa, çocuğun da hatırına aldatmıyorlar ama ömür boyu mutsuz bireyler olarak yaşıyorlar. yoksa da aldatmalar kaçınılmaz oluyor. sonuç acele işe şeytan karışır, aceleye getirmemek lazım, elbet bam teline dokucak biri çıkar insanın karşısına :D

post gibi yorum yazdım, kendime varasım geldi :D

Büşra Bayram dedi ki...

Çok doğrusun :)

gerisi önemli değil... dedi ki...

şahsen artık görücü usulü işine taraftar olmaya başladım. eskiden tanış kaynaş ayrıl klasik bir döngü. görücü usulünde iki taraftan biri manyak değilse eğer yavaş yavaş tanıyarak eğlenirsin işte :)

bossa nova dedi ki...

men de boor, kendine mi varıcan seeeen :D
Gel gel yaz arada ben de yazmıyorum zaten :D



Hayal Meyal, öberim.


gerisi önemli değil, senin için istisnalar var dostum rengini de hemen belli ediyosun ama görücü usulü görücülükten çıkar sende sdfgh:D

Demirbey dedi ki...

Bedava ve meşru seks için de evlenilir. Tabi seks benim için ikinci hatta üçüncü planda olduğundan... Sevmeden, zoraki evlenip Nuri Bilge Ceylan'a, Yalçın Çakır'a konu olacağıma Big Fİsh tadında uğraşmak, doğruyu aramak daha doğru sanırım.

bossa nova dedi ki...

Demirbey, meşru seksler bizi bu günlere getirdi. Allah'a havale edilen meşru seksler de milyonlar dünyaya getirdi zaten. Sonra o meşru sekslerin Allah'a havale edilenleri bir sınıfta 3 kardeş şeklinde benim sınıflarda tezahür ediyor :)

Aslında bir Yalçın Çakır'a konuk olmak kolay değil bugünlerde. Çünkü herkes bir Yalçın Çakır ünlüsü olamıyor. Ne bileyim hepimizin bir Tülay'ı yok sonuçta. diğ mi...

La Loba dedi ki...

Aşık oldum, evlendim. Hatta ben bu adama yıllardır aşıktım itiraf edeyim buradan.

Ne diyeyim? Kader mi, hayat mı bilemedim. Bir şeyler bizi ayırdı. Aramıza upuzun yedi yıl koydu. Sonra bir şey oldu, bizim dönülmez dediğimiz şeylerden döndü, geldi. Bence bu aşk. Kabul ediyorum bir dönem 'Yok öyle bir şey!' dedim ama çok kızgındım. Şimdi pek yere bastığımız söylenemez :)

Kimse aşık olmadan evlenmesin. Keşke öyle olsa.

bossa nova dedi ki...

La Lobam ciğerim, ne güzelli bir aşk :) Herkesler böyle mutlu mutlu yuvalar kursun işalla:)