02 Mart 2009

tanıdık tanımadıklar ve ruhsal güncem


Bazen okuduğum kişileri ya da baktığım yüzleri çok iyi tanıyormuşum gibi hissediyorum. Oysa ki değil.
Bazen birine gidip ben seni nerden tanıyorum diyorum. Garip huylarım var benim. Biri de asla vazgeçemediğim birbirine benzettiğim insanlara benzer kaderler çiziyorum kafamda. Arkadaşımı daha önce tanıdığım bi teyzeye benzetiyorum mesela; diyorum ki kızım senin bi oğlun bi kızın olcak. O teyzenin bi kzı bi oğlu var ya bu da öyle olucak sanki.
Bi de asla bitmek bilmeyen saçmalıklarım var. Sanki sevgilim ölmüş gibi düşünüp ağlıyorum. Annem bi şey demiş gibi düşünüp zırlıyorum falan. Fantazi dünyamda kendimi çok mutlu ya da mutsuz edebiliyorum. Çok geniş bir iç dünyam olmasına rağmen gerçek hayatta tökezliyorum çok kez. Tek başıma olsam sanki kendimle konuşmaktan başımı ağrıtırım. Ama bu gerçekte böyle değil. Çok konuşan sus artık denilen bi insan olmadım hiç bunun sebebini de kendimle olan sadık muhabbetime bağlıyorum.
Etrafımda dönen geyik muhabbetlerinden çok sıkıldım artık. Sanki gün geçtikçe içleri daha da boşalıyo muhabbetlerin. Dangozlar, mallar, dangalaklar diye bağırmak istiyorum geyik çevirenlere(mütemadiyen geyik çeviren güruha tabi ki). Ulan alsam elime bir roman okusam çok daha fazla eğleniyorum. Kulağında kulaklıkla dolaşan sorunlu ergen moduma geçicem yakında. Zaten öss çocuu oldum bi de ieeyyyyytt yetti ulen diye düzene isyan hareketlerine başvurmam yakındır.
Ha bu arada evet insanlar bazen bana çok tanıdık geliyo; tanımadıklarım işte öyle.
foto:deviantart

Hiç yorum yok: