01 Mart 2010

Kıskançlık- Bencillik- Ego




Günümüzde yaşanan kadın erkek ilişkilerinin gün geçtikçe sarpa sarmaya başladığını gözlemlediğim şu günlerde 'favori topiğim' kadın ve erkeği içinde barındırıyor elbette.

Çevre- gözlem tekniğiyle kendimi düşünmeye gark ediyorum. Bazen bir telefon konuşmasına şahit olmam bazen bir çiftin tartışmasına kulak misafiri olmamdır bana bunları düşündüren.

Kıskançlık dediğimiz duygunun da kontrolden çıkmaya başladığının farkındasınızdır herhalde..
Öz güven eksikliğinden kaynakladığı söylenen kıskançlık aslında bencillikle sıkı sıkıya bağlı. Buna ilişki kıskançlığı diyorum şimdilik. Bu ilişki kıskançlıklarında karşıdaki kişiyi sevmekle alakalı olarak kıskanma mevzusundan bahsediliyor. "Sevdiğim kişi benden başkasını beğenmesin" , "benden başkasına bakmasın" , "benden başkasını düşünmesin" isteklerini söyleyen kişiye göre sevmekten ileri gelen fakat dışarıdan bakıldığında sevgiline de kendine de güvenmiyorsun denilesi durumlara gebe sözlerdir. kimi durumlarda bu sözü söyleyen depresif bir kişilik ise kuracağı cümleler daha farklı olacaktır ve öz güven oranı daha düşük olarak tabir edilecektir.

Bencillik kısmına gelince; öyle bir durum söz konusu olmuş ki bir insanın sahibi olunabileceği yanılgısına kapılıyorum. Kadın ya da erkek sevgilisinin ona ait olduğu hissine kapılarak kısıtlamalar ve kurallar koyuyor. Kendini düşünerek yaptığı, narsist kuralları ona göre işlerken fakat aslında patlarken o böbürleniyor.
İşte bunlar da yalan bulutu ilişkilerin başlangıcı oluyor.
İkisi de birbirine yalan söylüyor.
Önce sahiplenilmek hoşuna gidiyor, sonra boğdukça boğuyor.
Kavgalar artıyor, yalanlar çıkıyor.
Dokuz kez ayrılıp barışan çiftler meydana geliyor.

Bilmem farkında mısınız ama ben artık ilişkilerde önemli ölçüde bir arabesklik seziyorum. Popüler kültüre bağlı olarak değişen müzik furyası dahi 'pop müzik' adı altında artık arabeskleşiyor. Belki de 90'lar- 80'ler bundan dolayı daha cazip geliyor bir kesime.

Kıskançlığın öz güvenle birebir alakalı olduğu konusunda kuşkuluyum. Ama bencillikle örtüştüğünü şiddetle savunabilirim. Beklentilerini etrafında gördüğü ilişkilere endeksleyen kişilerin de bunlardan etkilendiğini düşünüyorum. kıskançlık da bir nevi moda oldu. Sürekli kıskançlık kavgaları ve ardı arkası kesilmeyen yalanlar ortaya çıktı bu yüzden.

Bana kalırsa; deli gibi kıskanıyorsan ve asla emin değilsen açık kapı bırakmalısın. O açık kapıdan çıkıp gidince sen de artık onun üzerindeki fantezin neyse onun üzerinde uygularsın.. Önemli olan açık kapı varken gitmemesidir. İşte bence o zaman egon tatmin olmalı.. belki klasik gelecek ama ne varsa eski deyişlerde var. Cidden.

qm:deviantart


2 yorum:

The Oz dedi ki...

bir önceki yazın gibi bu yazını da pek beğendim yahu.

neyse günümüz insanlarının bulunduğu vaziyet bence dünya liderlerinin dünya insanlarını mutasıplaştırma gayretleri yüzündendir.
örneğin bahsettiğin doksanlı ve seksenli yıllarda insanlar en basitinden video kliplerde bile daha geniş bir alan içerisinde dans figürleri sergiliyebiliyorlardı şimdilerde ise genelde bir sandalyeye oturup elleri havaya kaldırmak yetiyor.

son olarak bi dörtlük uydurayım.

eskiden hep ne biçimmiş
sanki kaftanlar biçilmiş
bir garip oz derki
asıl olan:''olmak yahut olmamak'' değil imiş.

bossa nova dedi ki...

sevgili bir garip Oz bu stratejik tespitine katılmadan edemiyciğim..
Şiirini pek bir beğendim:)
Yazi stilimi bu yönde yontma yolunda ilerliyorum. BEğendiysen ne ala...