11 Aralık 2010

Az önce başlık koymayı unuttuğumu fark ettim













Birbirimizin yüzüne bakmaktan ne kadar da çekiniyoruz aslında. Otobüste yanına oturduğumuz yüzü asla hatırlamayız eğer bizi etkilemediyse ya da karşılıklı koltukta oturduğunda sana bakan biri seni rahatsız eder hani...
Kadın baksa başka bir kadına amma süzdü heeeaa dersin, adam baksa amma kesti pislik dersin. Ben bazen kendimi öyle bir kaptırıyorum ki birisine bakarken, unutup gidiyorum aman şöyle mi düşünür demeyi. Yüzünü inceliyorum neye benzediğini düşünüyorum, hangi şarkıyı sever, nasıl bir ortamda yaşıyor, hayatı bu koca çevreden bağımsız ve nasıl acaba, ne düşünür, sevgilisi var mı? ailesiyle arası nasıl gibi saçma sapan psikopatikliğe varan düşünceler geçiyor aklımdan.


İşbu düşünceler esnasında kurumunuz ...:) İşte bu düşünceler esnasında şunu fark ediyorum:


Bazı Türklerin yüzünde toprağa bağlı yapıdan mı kalmıştır, kalıtsal mıdır, gen midir bilemem ama bence toprağın etkisi var.
Genç kadınların yüzünde bile bunu görebiliyorum, hani köyde artık yaşlı nüfusun kaldığını düşünürsek diye gençliği vurguladım... Yaşlı kadın fotoğrafları çekerler ya fotoğrafçılar yüzü çizgi çizgidir, belki teyzemin dişi yoktur falan; kimini etkiler bu fotoğraflar, ağlatır. İşte o teyzem gibi diyorum kimi gençlerde de var bu.

Sonra kadınların erkeklere nazaran daha güzel olduğunu düşünüyorum. Türk kadınlarının makyaj yapma hastalığına tutulduğu fikrine kapılıyorum. 

Baş örtüsü fikrinin temelinin kadınların erkeklere göre alımlı olmasında yatmasını düşünüyorum. Toplu taşıma araçları benim en verimli saçmalama merkezlerim bu konuda. 

Bakıyorum sonra farkında olmadan yüzüne daldığım şahıs benden rahatsız doğal olarak. Bu düre ne kadardır ki 3-6 saniye bakılan açısından rahatsız edici... Olabilir tabii. Adam yüzüme bakınca şöyle diyecek halim yok ya:
-Ay kardeş ben de senin ni kadar da doprak rengi olduğunu şeyettimdi. Bence sen özünde sinsi bi insansın zira gözlerinden okunuyo. Bu fesatlığa ne gerek var ay abam? -gibi kendini bilmez ve hepsi öznel ve içimde kalan yorumlar...

Otobüse yetişemezsin de el kaldırırsın ya gören olur belki seni arka koltuklarda oturan hepsi susar ama hiç şöfer bey binecek var demez. Hepsi sesini çıkarmaktan korkar, toplumda var olmaktan korkar. Cool' dur da bozamaz o halini. Ben onlardan değilim. 

Eğer arkasından koştuğunuz bir otobüsü durduran kıvırcık mıvırcık esmer mesmer zayıf mayıf bi kız görürseniz o ben olabilirim. Sesimin çatalından korkmam. Kapıyı açmayı unutan şöföre arka kapıyı açar mısınız demekten çekinip bir durak sonra inenlerden değilim ve sesimi düşüneceğime işimi düşünürüm. 

Artık karda kışta da ölürsün zaten soğukta durak durak gezerken sesim çıkmadı diye saf kafası.

NÖT: Bu aralar o kadar üşengecim ki otobüsten inesim gelmiyo ama bu ayrı bi konu litfen karmaşa yaratmayalım.

Ha ne dicem bak bi:


Bay bay


foto:ankara'da kar var


6 yorum:

Pink Freud dedi ki...

Otobüslerde karakter tahlili yapmaktan ayrı ayrı hayat hikayeleri yazmaktan yorulurdum bir ara.
Ama artık sadece sıcak evimin hayalini görüyorum toprak yüzlerde.
Öyle işte.d

Büşra Bayram dedi ki...

çok güzel olmuş ki :)

bossa nova dedi ki...

Pink Freud; evim evim sıcak evim karda kışta kaza yapıyo zaten egolar boş koy;)

bossa nova dedi ki...

Hayal Meyal; efendim o sizin güzelliğiniz;)

gerisi önemli değil... dedi ki...

o çizlerin nedeni genetik. yüzyıllar boyunca tahıl temelli beslenme sonucu kara kuru kavruk kısa insanlar olarak kaldık. o kişilerin besili versiyonuna da işte kozalak falan deriz. genler birden düzelemiyr :)

Adsız dedi ki...

Hey There. I found your blog using msn. This is a very well written article. I will be sure to bookmark it and come back to read more of your useful information. Thanks for the post. I'll definitely return.