Ben bardaktan bardağa ip bağlayıp konuşan bir neslin evladıyım. Plastik bardaklardan geçirilen ipin ses dalgalarını iletmesine şaşıran bünyelerin eseriyim.
Bundandır ki aşırı karışık şeylerden hoşlanmadığım gibi teknolojinin sürekli ilerliyor olması da canımı sıkıyor. Her gün değişen milyonlarca cep telefonu görünümündeki körkunç robotlar çevremizi sarmış durumda. Bana göre bir cep telefonunda olması gereken özellikler bundan bir kaç yıl önce ne kadar 'pirimitiv' se bugün bir o kadar gelişti. Mesela şimdi bir telefonu tarif ederken nelerine bakıyosun; wi-fi si var mı android mi, kamerası kaç megapiksel falan gibi karmaşık, korkunç kelimeler.. Oysa bundan sekiz sene önce bana göre bir cep telefonunun en önemli özelliği 'snake' oyununu içinde barındırmasıydı. Hayatımın müthiş oyunlarından snake ve solitare ikilisinin yeri böğrümde gocamandır. Snake ki 9. seviyede her seferinde rekordan rekora koştuğum müthiş oyun, solitare ki uğruna fallar kapattığım nice sevdiceğe gebe idi... Snake' de bonus yemeklerin çıktığı modellerin piyasaya sürülmesi bile bana göre bir çağı kapatıp bir çağı açan bir gelişmedir. Hatta engel koymalısı vardı onun nokia'nın yeni modellerinde ama snake 1 candı be yaaa. Bounce çıktı sonra falan ama kalplerin prensi snake'ti bana göre.
Bir telefonun kapağının değişebiliyor olması ise ibretle izlenirdi. Renkten renge giren telefonlar müthiş modaydı.
Şimdi sahip olduğum orta halli cep telefonum henüz robotumsu havaya bürünmemiş özelliğiyle bana göre ideal bir cihaz.
Ha sorarsan teknoloji gelişti, fena mı oldu; bana göre en yararlı kısmı dokunmatik telefonların çıkması ve sms yazan çılgın gençliğin telefonlarından gelen harmonik pıt pıt sesinin azalmasıdır. Pıt pıt pıt tuş sesi tarihe gömülse bence şahane olur.
Tarihe gömülmesinden ayrıca mutlu olduğum bir nokta ise çaldırıp kapatma seremonisinin sona ermiş olmasıdır. Bundan 7-8 yıl önce ergenliğimin doruklarındayken böyle bir şeyin moda olmuş olması kadar talihsiz bir şey olamazdı bence. Zira ergenken ot diyene alınan insancıklar modunda dolaşırken, hoşlandığımız bebenin ya da sevgili arkadaşlarımızın çaldırıp kapatmamıza karşılık vermemesi intihar sebebiydi. Hayatımın bir dönemini 'çaldırmak'la geçirmiş olduğuma inanamıyorum, hatta kendimden utanıyorum.
Geç yatmanın moda olduğu aynı dönemlerde yine, saat 1'den sonra 'uyudun mu?' diye mesaj atmak da modaydı. Bilmiyorum o yaşlardakiler hala bunu yapıyor mu ama, bunun kadar gereksiz bir şeyi yapan bir nesildik biz. Hoşlandığın çocuk çağrı attıysa mutluydun falan. Öyle işte. Zor bir ergenlikti bence. Utançla andım lan şu anda...
Neyse ki tarih bazı şeyleri bağrına basan bir anadır. Ergenliğimi de içinde erittiği için ona teşekkürü bir borç bilirim.
Son.
15 yorum:
Ama sen Eydie Gorme 'dan BLame It On The Bossa Nova şarkısını kesin bilrsinn :)
bloguma beklerim :)
www.lovesfromfashion.com
yıl olmuş 2011, maalesef çaldırıp kapatma hala var :)
Loves From Fashion; elbette biliyorum. Bloguna da gelirim :)
gerisi önemli değil; o zamanın çaldırmasıyla bu yıl arasında fark var dostum. Şimdiki çaldırma 'kontörüm yok beni ara' anlamındayken geçmişte bu 'aklımdasın' manasındaydı. İşte o zamanlra cep telefonlarının monofonik melodileriyle çınlardı mekanlar. yaaa yaaa... -böyle de nostaljikmişçesine hava yaratırım-
simdi bizim 'robotik' telefonlarda brick braker, word mole falan var iste. bizde snake yerine onunla idare ediyoruz :) uydun mu mesajlarinada devam malesef.
Bi de texas hold'em poker :)
o mesaj devam mı ediyo asdfs:)
uyudun mu?
''Hayatımın bir dönemini 'çaldırmak'la geçirmiş olduğuma inanamıyorum, hatta kendimden utanıyorum.''
bu ''cümülüm'ünüz duvarlara yazılası uçak ile havalara asılası olmuş.
The Oz, uçaklara kızlarımızın adını vermeyelim, cümlelerimizi verelim wuhhuu!
evet zaten motorlu ve aklı havada olup da insanların bindiği bir şeye kız adı mı verilirmiş tövbe..
ahaha peki:)
icq dan iki gram ingilizceyle kızlarla konuşup 'yazın beni memleketine çağırdı oğlum. orda erken yaşta açtırıyolar kutuyu, sekse gidiyorum' diye çevremize hava attığımız yıllardı. "Daya oğlum kızılötesini, süper şarkı ataçaam'.
edit: sizi mi gördüm ben geçen cumartesi yoksa, aklıma o takılı?
Demirbey, icq numarası beynimize mıh gibi kazınmıştır o yıllardan.
Fakat sizi tanıdığımı hiç sanmıyorum bayım?
Valla kelimesi kelimesine katılıyorum :)
modafobik; kelimeler de sana katılıyor dostum;)
orrayt mademoiselle;)
Yorum Gönder