30 Haziran 2011

Sıyırtmaç


                                     
Filin isminin fil olması bence çok garip. Fil oğlum ; filden bahsediyoruz yani. Bence filin adı madafaka gibi bi şey olmalıydı o heybetle.

Bugün oturdum düşündüm; sanatçı ruhumla saçma sapan şeylerle uğraştım yıllarca. Dil öğrenmeye bi yeteneğim olduğunu inkar edemem ayrıca. 

Belki önümüz yaz diyordu Teoman. Önümüzdeki yaz götümüze girmeden bu yazı da atlatırsak bence çok şahane olacak. 

O değil de ben mezun oldum lan. 

Kpss denen zımbırıklı folloşa giricem en sertinden. Bakalım kim kime girecek sonunda. 

Seks on the beach demek kadar güzel bi şey var mı ya hu! Antalya'ya gidiyorum wuhuu sex on the beach. Yok be ya ne seksi. Söylemesi güzel ondan şey ediyorum. 

Bir bilmecem olsaydı adına bilmece demezdim. Bilmece olmasın zaten bilecekse ne zevki kalır la. Zortlatmaca falan olsun bilemesin kimse ben de zort diyim; o da zortturuk olsun. 

Ben öğretmen olucam. 

Şaka.

Gidiyorum. 

Öberin la zombikler. 

17 Haziran 2011

Garip insanlar ve çüksü notlar



Sakızından şişirdiğin balonun içine hapsolmuş gibiyim. Karbondioksitinde boğuluyorum sınırlarının.
Gönül dostlarım sizinle bu bog yazımda hiçbir şey paylaşmama girişiminde bulunup aslında çok şey paylaşacağım sinyalini vermek niyetindeyim.


Mezun olmanın yaratmış olduğu bokumsu his hala içimde çöreklenmiş bir yılan gibi durmaktayken ben de boş durmadım sizler için bu hissi dizelere dökme gereksinimi niye duyayım ki diye düşündüm. Evet boş durmayıp bunu yapmış olmam kafamın ne kadar dolu olduğunun bir kanıtı olması gibi aslında gönlümün derinliklerinden de size bir sıkılmışlık, efendime söylim bir bıkkınlık, hayattan bezmişlikle karışık İtalyan usulu jülyen doğranmış bir kalbin tavada ateşle dansını da gösteriyor diye düşünüyorum. İşte bu sebeplerden bu bokumsu hissi şiir olarak kayıtlara geçirmedim.


Tam da bir kaç on dakika önce not çizelgemi kontrol ederken yüksek notlar beklediğim hocalarımın affedersiniz kedi çükü gibi notlar vermiş olması beni aşırı derecede gerdi. Germeç diye bir çorba olması da bence çok enteresan. Bu sevgili hocama içimden kallavi bir kaç küfür savurduktan sonra (dışımdan küfür edemem bilirsin seksi) kendisine çok hisli bi mail attım. Umarım aşk dolu mailime sevgi dolu bir şekilde cevap verir.


En son insanlar ne garip lan dediğimde bir bardaydım ve elimde bir dilim karpuz vardı. Aynı zamanda ayağımla saçma bir ritm tutturmuş etrafa bakıyordum. Mini etekleri üstlerinde abes durmuş bilmem kimin düğününden kalmış sivri burun ayakkabılarıyla dans eden 3 adet kızı gözüme kestirmiştim. Her biri de gözlerine birer oğlan kestirmişti. O oğlanlardan her biri de farklı birer kıza bakıyordu. Oha dedim. Evet ohaydı. Bir ağ gibi etrafımı sarmış kesişme ağının ortasında mahsur kalmıştım elimde bir dilim karpuzumla. O değil barın şefimsi çocuğu ve  sekiz farklı adam da usanmadan bana bakmaktaydı. Her birine şaşkın gözlerle bakıp meyve tabağından bir adet erik aldım. Eriği kemirirken yan masada, önce ufak zayıf kıza asılan adamın; iri, esmer kızla yakınlaşmaya başladığını fark ettim. Maksimum 1 milim genişleyebilen gözlerim o an 3 cm açıldı. Şarkılar kötü, ortam pis bense ortamın erittiği bir garibandım o dakika. Terk ettim orayı. Çok sikimsonikti yeminle. Bu ne lan. Ne salak bi ortam oğlum. Ayrıca dar elbisenin altına ebesinin gözü gibi gözüken nine donu giymek hangi aklın ürünü? Neyse sorguladım o ortamı taam mı puanım 1 falan yani o derece boktan. İşte insanlar garipti. Çıkış noktam 'hem not hocaların eline mi yapışırdı' mezun oluyoruzdu ama el insaf falandı. İnsan giderayak bi A1 neyim koklatırdı ucundan.


Son dönemim çok fena elime vermişti ve ben hala buradaydım. Bari kpss falan çalışaydım belki...

cızgı: deviantart

09 Haziran 2011

ANKARA ank ar a ankar a an ka ra a nk a ra an k ara anka ra ankar a a nk ar a a n k a r a


Dışarı çıkıyorum hava günlük güneşlik.
Takıyorum güneş gözlüğümü, tiril tiril tişörtüm, bol pantolonum üstümde. 
Başımı yukarı kaldırıyorum güneş gözümün içine giriyor... (Çok havalıyım falan da ondan böyle aşırı artistik cümlelerle giriş yapıyorum ondan yani oh yeah babe!)

Oha yaz gelmiş oğlum. Yaz geldi de g.tüme gire gire geliyor affedersiniz. Sevincim kursağımda kalıyor. Mikail de yapacağını yapıyor ya o yağmur yağdırıyor ya bi yerden  bi terslik oluyor işte. 


Mezuniyetimin yaklaşmış olmasından mütevellit midir bilmem kampüse bakıyorum Allam ne güzel yermiş burası diyorum sonra şehre bakıyorum sevemediğim m sevdiğim mi ne yere kodumu bilemediğim şehir Ankara bi güzel bi güzel. Gidicem ya ömrü kısa her şey gibi kıymete biniyor zilli. 


Artık soranlara 'öğretmenim' diyebilirim falan mı ki acaba. Bildiğin işsizim la. 


Gider ayak Ankara'nın giderli yönleriyle falan bi şey düşündüm meselaaaa;


Anara'nın bana kattığı dayanılmaz haz la, bebe, mal gibi iğrenç kelimeleri rahatça kullanma rahatlığı.
Ankara'nın bendeki yaşam tecrübesi şeysi ev sahibi bokluğu, ev taşıma, insanımsılar ve insanatlar.
Ankara'nın bendeki yeri hala belirsizliğini korumakta. Nası bi yer burası bilemedim sevilesi mi değil mi ne ki.
Ankara'nın en sevdiğim şeysi Tunalı'sı. Boş dolanmalığı.
Ankara'nın anlayamadığım yönü kuru koşturmacası.
Ankara'nın en sevmediğim şeysi havası. Bok gibi la. Cidden. 
Ankara'nın en çileli şeysi Beytepe yolu.
Beytepe'nin en işe yarar şeysi sevgili dostlar, Bey kafe.
Beytepe'nin en çogoş yerisi Yeşil vadisi.
Burada öğrenci olmak güzel idi. Bitti. 
Öğrenci evi muhteşem bi deneyim bence. En yakınlarınla falan daha bi güzel. Ha sorarsan 'home party' efendime söyleyim dağıtmalar falan değil dediğim. Güzel şey. Mesela ev sahibinden sonra depozito almak hesap yapmak falan bunlar yorucu fekat güzel şeyler dostum. 
Eğer elimde maşam olaydı zilli de maşa darbuka derdim size çünkü şuanda canım öyle demek istedi ve dedim fark ettin mi? Neysem güzel okurlarım hayde mıncırıklı sevgicikler.
Yeni hayatıma yelken açarken yelkenime ruzgar olan pek sevgili hayat yoldaşlarıma, aileme eeeeeeeef
bi gidem ben ya.