05 Aralık 2011

Çağımızın hastalığı: Hastalıktan bahsetme hastalığı




Sürekli olarak hastalıklarından bahseden bir grup var. Bunlar genelde orta yaş üstü, ilk yaşlılıkla ileri yaşlılığı kapsayan bir grup. Fakat kimileri bu duruma daha genç yaşlarda başlıyor. O grup da 'yalnızlık' çeken kimselerden oluşuyor.Bildiğim bir şey var ki o da  karşımdakinin ağrı yerlerini bilmek, günde kaç ilaç aldığını bilmek beni bir adım ileri götürmüyor. 
Dün otobüs beklerken bi teyze gözünde katarakt olduğundan bahsedip benden otobüs numarasını onun adına takip etmemi istedi, ben de tabii teyze dedim ve aynı otobüse bindik. Şoför, teyzeye biraz geriye doğru ilerlemesini söyledi ve teyze şöyle bir cevap verdi "benim tansiyonum var." 
Teyze başım döner falan demek istedi herhalde diye düşünüyorum. Ama tanıdığım süreçten beri duyduğum beş cümlenin ikisi net hastalık üçü hastalığın sonuçlarıyla ilgiliydi.


İkinci örneğim yine orta yaşın üstünde bir kadından gelecek; kendisi marketten biraz alış veriş yapmış ve yardım istiyor; kızım benim şu poşetlerden ikisini alır mısın ben hepsini taşıyamayacağım "şeker hastasıyım" ben. Peki teyze taşırım fakat şeker hastalığın olduğu için değil, yardım istediğin için. Şeker hastası olduğun için ancak yemene içmene dikkat etmeni tavsiye edebilirim. 


Üçücüsü en net, en çok diyalog kurduğum bir kişi olmasından. Kendisi sürekli astımından yakınan aslında tüm problemin kendi yalnızlığı olduğunun farkına varamayan biri. Tüm neden psikolojik aplaaaa. 


Şimdi bu kadıncağız başta psikolojik olarak sağlıklı değil çünkü her gün çamaşır makinesi çalıştırmakta, her gün temizlik yapmakta ve kendisini olmadığı biri sanmakta. Şöyle açıklayayım; ben hayırsever olarak bir kurumda çalışıyorum diyor mesela; fakat orada temizlik yapıyor onda da eğer çağırırlarsa. Çünkü ben hiç işe gittiğini görmedim kendisinin. Bunun yanında bir de alerjik astımını abartarak ölüyorum moduna girdi. Ben de nefes darlığı yaşayan biri olarak az buçuk durumunu biliyorum. Hatta insanın sevgilisi alerjik astım olunca tam olarak biliyor. Krize girmediğin sürece, ilaçlarını da düzenli alıyorsan her şey yolunda. Fakat bu kişi 'nefesim burda burda' diye sürekli böğrünü gösterip, sırtının yandığını anlatıp duruyor. Bu konu burada ne kaaaar sıkıcıysa yaşaması 15 kat sıkıcı. Sürekli ben astım hastasıyım ablam merdiven çıkamıyorum deyip duran, sürekli yakınıp duran biri.


Psikologa danış dedim en son. Psikiyatriste gitmiş ilaç vermiş. O da nefesini kesmiş, psikiyatrist de zaten bi şey bilmiyormuş. Psikologa git dedim, ay ablam benim vaktim mi var dedi. açıklamaya çalıştım, en sonunda koyverdim gitti. 


Bence yalnızlığından konu üretme sıkıntısı çekiyordu ve o astımıyla mutluydu. Pencereden bağırıyor komşusuna 'doktora gitcem hülya, iliacım bitti bak nefes yine buraya çıktı' yataktan düşünüyorum: kesin böğrüne böğrüne tuzluk yapıpı vuruyor.



7 yorum:

Must. dedi ki...

Annemlerin altın günlerinden hatırladığım kadarıyla (küçükken altın günlerde evi terk etmiyordum); sanırım en hasta olanı enn birinci seçiyorlar. Daha çok hastalığı olan, daha çok doktorun ismini bilen ve daha çok ilaç kullanan "en gözde teyze" oluyor. Hele başından birkaç ameliyat geçen varsa onlar kıdemli hastalık hastası oluyor, el üstünde tutuluyor.

Yine yanlış hatırlamıyorsam; günde toplanan altınlar, en hasta teyzeye ödül olarak sunuluyor.

eLmyra dedi ki...

benim de sık karşılaştığım bi gruptu o. hatta bi kaç kez otobüs-dolmuşta "benim tansiyonum var evladım kalk da yer ver" diyen de oldu. hani yaşına bakınca yer verecek kadar yaşlı görmediğim tiplerdi hep de :) yoksa yani zaten kalkardım da :)

Piyaztheoz dedi ki...

ben bu iyi anlattığın durumu bir çeşit değer yükleme ve dikkat çekme olarak görüyorum.

La Loba dedi ki...

Hastalik onlar icin bahane ama tespitler sahane. Posetimi tasi niye seker hastasiyim ben. Iyiymis. Yaslaninca kullanabilite.

Demirbey dedi ki...

alerji? alerji? hani o zengin hastalığı alerji?

bossa nova dedi ki...

Must. Bir de o teyzelerden hangi hastalığın hangi ilaçla son bulacağını bilenler var. Örn: bronşit miii aaaaaaaa hemen agumentin ver çocuğa iki güne bi şeyciği kalmaz. gibi.

İstersen bunu 200 gr. ot yağı 500 gr susam bokuyla karışacak olarak da alabiliriz.


eLmyra; bilmem mii bilmem miii:D
O tansiyon hastası her yerde, ensemizde koltuğumuzu kapmak için bekliyor:D

bossa nova dedi ki...

The Oz, dikkat çekme hmm olaplüplibiteeee:)


La Loba, nayııırrrr bunu yeni nesillere yapamayıııııızzzzzzzzz:D



Demir Bey, Alercik oldun mu sen, hiç alercik oldun mu pışııı pışııı diye hapşurdun muuuu! :D